6 Aralık 2010 Pazartesi

Coachella 2010



California'da düzenlenen ve bana göre dünyanın en özel festivallerinden biri olan Coachella'nın bu seneki görüntülerinden hazırlanmış son derece eğlenceli bir video. Umarım canlı canlı görmek de nasip olur :)

Neruda'dan

I do not love you as if you were salt-rose or topaz,
or the arrow of carnations the fire shoots off.
I love you as certain things are to be loved,
in secret, between the shadow and the soul.

I love you as the plant that never blooms,
but carries in itself the light of hidden flowers.
Thanks to your love a certain fragrance,
risen darkly from the earth, lives darkly in my body.

I love you without knowing how, or when, or from where,
I love you straightforwardly, without complexities or pride,
so I love you because I know no other way than this:
where "I" does not exist, nor "you,"
So close that your hand on my chest is my hand,
So close that your eyes close and I fall asleep.

27 Kasım 2010 Cumartesi

Pilli Bebek

Behzat Ç. sağ olsun, tekrardan hatırlattı bu muazzam grubu bana. Cem Kısmet'in davudi sesine dikkat. Aşmış parçaları var. Misal; http://fizy.com/#s/1lsfcb

Seninki Kaç Santim?



Greenpeace'in endüstriyel balıkçılık nedeniyle kontrolden çıkan balık avcılığına karşı başlattığı yeni kampanya. Destek olmak lazım.

http://www.kacsantim.org/

19 Kasım 2010 Cuma

The Walking Dead

AMC'nin bu çizgi romanı dizi yapacağını ilk duyduğumda çok heyecanlandım ve 1 Kasım'ı beklemeye başladım. Posterden, fragmanlardan ve dünyanın birçok büyük şehrinde hazırlanan tanıtım filmlerinden, çok kaliteli bir dizi izleyeceğimin ipuçlarını almıştım. Yanılmamışım. İlk 3 bölümü itibariyle harika bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Bir Dawn of the Dead, 28 Days Later ya da ne bileyim Resident Evil aksiyonu yok belki dizide ama yine de kendini izletiyor. Zombi makyajları gayet başarılı. Çekimler için oluşturulan sahneler muazzam. Oyunculuklar o kadar da ahım şahım değil belki ama Sarah Wayne Callies ablamız var, sadece o yeter. Müzikleri de çok beğendim ben. Sözün kısası, takip etmeye devam edecek bir dizi. Üstelik 2. sezon daha şimdiden kesinleşti.

Ah Minel Aşk ve Minel Garaib


Aşktan ve gariplikten... Arap İhsan'ın her iki kolundaki dövmelerde yazar bu söz öbekleri. 'Puslu Kıtalar Atlası'nı mutlaka okuyun. İhsan Oktay Anar'a hayran olmamak mümkün değil. Kitabı okurken kendinizi yıllar önceki İstanbul'un suriçinde hissediyorsunuz. Her cümlesi o kadar özenle oluşturulmuş ki, sanki bir cümle için aylarca düşünmüş Anar. Kitaptaki dil sizi cezbedecek, kitap bir çırpıda bitmesin diye yavaş yavaş okumak isteyeceksiniz.

In Voldemort We Trust

Ralph Fiennes candır, onun içinde bulunduğu herhangi bir yapımın kötü olma ihtimali yoktur. Harry Potter and the Deathly Hallows sinemalarda. Mutlaka izleyin.

9 Eylül 2010 Perşembe

Best Coast - When I'm With You

Müthiş sıcak bir yaz geçirdik ama yavaş yavaş sonlarına geliyoruz. 1-2 ay öncesine kadar öyle düşünmesek de, yakında denizi ve güneşi özleyeceğiz bence. Bu özlemimizi az da olsa azaltacak bir şarkı ve klip buldum. Yaptıkları müziğe beach rock diyorlar. İzleyelim.


Best Coast - When I'm With You from Pete Ohs on Vimeo.

7 Eylül 2010 Salı

12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği Referandumuna Dair

Bugüne kadar izlemiş olduğum tartışma programlarında ve siyasilerin açıklamalarında, bu referandumda hayır oyu verecek olanların, neden hayır diyeceklerine dair tek tek açıklamalar yapıp, maddelerin yanlışlarını anlattığına şahit oldum. Ancak evet diyecek olanlar, hangi maddenin neden doğru olduğunu tek tek açıklamak yerine, topu taca atıp, çok genel konuşuyorlar. "Demokrasi kazanacak.", "12 Eylül'ü hazırlayanlardan hesap soracağız.", "Bundan sonra darbeler olmayacak.", "Kişisel hak ve özgürlükler artacak." gibi tanımlamalar çok popülist yaklaşımlar bana göre. Bunun yerine 26 madde tek tek açıklanarak, bu maddelerin ne gibi yenilikler/farklılıklar/özgürlükler getireceği açıklanmalıdır bana göre. Mesela memurların sendikalara üye olabilmesi, kişisel bilgilerin korunması, askere sivil yargı yolunun açılması, çocukların korunması gibi maddeler nasıl yenilikmiş gibi gösteriliyor? Ya da "12 Eylül'den hesap soracağız." ana fikriyle savunulan Anayasa Değişikliği Paketi'nde, neden 12 Eylül'ün en büyük pisliği olan YÖK'ün kaldırılmasına dair bir madde yok? 'Yetmez ama evet' sloganında açıkça görülen ve AKP'li bir çok siyasinin ve yorumcunun da belirttiği gibi, bu değişiklik paketinde eksik olan yerler olmasına rağmen, neden bu denli güdük bir paket millete dayatılıyor? Bu referanduma evet oyu verilmesi gerektiğini savunan kişiler, popülizm yapmak yerine, argümanlarını tane tane savunma yolunu seçerlerse daha demokratik bir ortam oluşacağı kanısındayım.

20 Haziran 2010 Pazar

Kaldığım Yerden Devam

2009'un Nisan ayında 2 yazı yazmışım ve 15 aydır da bir şey yazmamışım buraya. Artık tembellik yapmayı bırakıp, tekrar yazma vakti. Tumblr sayfamı da açtım zaten. Orada genelde sinema ve müzikle ilgili yazılar olacak. Şunun gibi mesela.