20 Nisan 2008 Pazar

'Thriller' 25 Yaşında

8 Grammy ödülü ve 40 milyon adetle dünyanın en çok satan albümü. 13 dakikalık kısa film tadındaki klibiyle, bugüne kadar yapılmış en iyi pop şarkısı. Michael Jackson'ın 'Thriller'ı, 25 yaşında.

http://www.youtube.com/watch?v=AtyJbIOZjS8

Where Were We?

Çünkü beysbol, striptizciler ve silahlar yardım edebilirlerken, gönül yarasını iyileştiren tek şey gerçekte "zaman" idi.

How I Met Your Mother, Sezon 2-Bölüm 1

13 Nisan 2008 Pazar

Gündeme Bakış

Barosso denen adam Türkiye'ye gelip, meclis kürsüsünden Türk yargısına ve savcılara küfrediyor, Türkiye'yi aşağılıyor, tehdit ediyor ve bazıları da bu sözleri alkışlayıp, koz olarak kullanıyor. İngiliz Kraliçesi'ne bağlılık yemini etmiş, CIA'de tercüman olarak çalışmış bir kişi, bu ülkede bakanlık yapıyor. AKP'nin kapatılması davasını görüşecek olan Anayasa Mahkemesi'nin başkanı, o partinin milletvekilleriyle görüşüyor, bakanlarıyla yemek yiyor. Mahkeme üyeleri bazı insanlar tarafından tehdit ve telkin ediliyor. Kampüs içine silahla girip, kendi gibi düşünmeyen öğrencilere "öldürmek için" ateş eden Kabasakal kılıklı, kel kafalı faşist, yakalanıp mahkemeye götürülürken, kameralara o çok bildik sözleri haykırıyor: "Vatan sağolsun!" Diğer faşistler de, o adamı "kahraman" ilan edip, adına gruplar kuruyorlar. İtalya'dan dünyayı dolaşmak için yola çıkan Pippa Bacca, İtalya-Türkiye arasındaki ülkeleri sorunsuz geçiyor ancak Türkiye'de tecavüze uğrayıp, öldürülüyor ve toprağa gömülü bir halde bulunuyor. Bazı insanlar da çıkıp "Ne işi varmış o gelinlikle, tek başına burada? Otursaymış evinde." şeklinde iğrenç yorumlar yapıyorlar. "Ekonomi iyi, istikrar devam ediyor." denilen ülkemizde, benzine 3 ayda yüzde 25'e yakın, pirince yüzde 130 zam geliyor, Euro 2 liranın üstüne, enflasyon çift haneli rakamlara çıkıyor ve bunların hepsi "sadece" dünyanın genelinde yaşanan ekonomik krize bağlanıyor. Ama o kadar da karamsar olmayalım, bu ülkede iyi şeyler de yaşanıyor. Mesela çok uzun bir aradan sonra meclisteki tüm parti ve gruplar, ortak bir amaç için bir araya geldiler. AKP, CHP, MHP, DTP ve DSP, milletvekillerinin "gazi" statüsünde sayılıp, kendilerinin ve yakınlarının kesinti yapılmadan sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlayan yasa tasarısını kolayca meclisten geçirdi. Ayrıca nazar değmesin, 1 haftadır falan YouTube açık; bu kez Google Groups engellenmiş ama olsun. Ne olursa olsun, ben ülkemi çok seviyorum.

10 Nisan 2008 Perşembe

Yok Artık!

Yılmaz Özdil'i severim. Yani çok da sevmem aslında ama yazınca güzel şeyler yazıyor. Ama işte yazınca... Her gün köşesinde harften çok boşluk görüyoruz. Koskoca köşede toplasan 15-20 kelime yok. Az lafla çok şey anlatmaya çalışıyor diyeceğim ama, o da ayda bir, bilemedin iki kere olur. Bu adam bunu hergün yapıyor. Nedir bu space ve enter tuşlarına olan tutkusu, anlayabilmiş değilim. Hergün paragraflarca yazı yazıp birşeyler anlatmaya çalışan köşe yazarları enayi de, sen mi akıllısın? O kadarcık yazı yazıp aldığın binlerce dolar maaşı yerken; on kuruş maaşa sıcak, soğuk, yağmur, yorgunluk, işkence demeden saatlerce haber peşinde koşan muhabirlerin hakkını yediğini düşünmüyor musun? Bu yazıları, köşe yazısı diye kabul edip, orta sayfada yayınlamaya devam eden Ertuğrul Özkök'e de hiçbirşey demiyorum, çünkü onun gazetecilik etiği de ortada. "Çok zoruna gidiyorsa Hürriyet alma o zaman"a çıkıyor olay, zaten aldığım yok bu gazeteyi. Yılmaz Özdil'in bu tarzını biliyordum, ama bugünkü yazısını gördükten sonra, kendisine söyleyecek söz bulamıyorum. Bu nedir ya? Yuh artık....

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8663316.asp?yazarid=249&gid=61&sz=39024